POZİTİF PSİKOLOJİ: POZİTİF YAŞAMANIN FAYDALARI

shutterstock_104527217

İçeriğini araştırmamış kişiler pozitif psikolojiye popüler psikoloji ya da yeni çağ akımı damgasını yapıştırıyorlar.

Pozitif Psikoloji’nin ardındaki asıl teori 1998 yılında Martin Seligman ve Mihaly Csikszentmihalyi tarafından tanımlanmış ve insan psikolojisinin her alanına uyarlanmıştır. Geleneksel psikolojiyi bir kenara itmediği gibi, onun yerini almayı da hedeflememektedir. Psikolojiyi kötü olana bir tedavi olarak görmek yerine pozitif olana odaklanmaktadır. Pozitif psikoloji bazı danışman ve psikolog tarafından sunulan bilinen terapi formundadır.

Psikoloji her zaman insanlarının yaşamının nerede yanlış yöne girdiğini ve buna neyin neden olduğunu incelemiştir. Depresyon gibi hastalıklar bolca araştırılmış ve depresif davranış şekilleri iyice tanınmıştır. Fakat bugüne kadar insanların nasıl mutlu olduğu; içsel mutluluk ve esenliği nasıl yakaladıkları gizemini korumaktaydı.

Pozitif psikoloji uygulayıcıları pozitif insanları inceleyerek bunu nasıl başardıklarını öğrenmeye çalışırlar. Böylece diğer insanların da mutluluğa ulaşmasında yardımcı olmayı planlar. Bu bilimsel bir araştırmadır.

Pozitif düşünce pozitif psikolojinin bir yönüdür. Her ne kadar güzel bir yaşam ve güzel materyaller ile çevrenizi doldurmak mutluluğa işaret ediyor gibi dursa da nasıl hissedeceğinizi kafanızın içinden geçenler yönetmektedir. Pozitif düşüncenin dışına çıktığınızda, kendi kendiniz ile negatif konuştuğunuzun farkına varırsınız.

Kendi kendinize negatif konuşmanız pozitif düşüncenin önündeki en büyük engellerdir. Yanlış hiçbirşey yapmamış olmalarına rağmen negatif düşünceye insanlar o kadar çok alışır ki bilinçli olarak zihinleri onları aşağı çeker. Bu insanlar güvensiz, savunmasız ve kararsız hissetmeye başlarlar. Daha da kötüsü birçok stres kaynaklı hastalığa kapılarını açarlar.

 

Negatif düşünen kişilerin 4 farklı kafa yapısı vardır:

·      Filitreleme.

Birçok negatif düşünce yapısına sahip kişi olayların negatifini bulup çıkarır ve ona odaklanırlar. Bazen bir olaydaki negatife o kadar kapılırkar ki olayın pozitif yönlerini inkar eder ve asla kabul edemezler.

·      Kişiselleştirme.

Bazı kişiler tüm trajedileri kendileri ile özdeşleştirirler. Her negatif şeyi kişiselleştirir ve kötü şeylerin gerçekleşmesinin nedenin kötü şansları olduğunu veya yaptıkları yahut yapmadıkları birşey nedeniyle gerçekleştiğini öne sürerler. Bazen negatif olayları öyle bir mantığa oturturlar ki sizi bu olayların nedeninin kendi hataları olduğuna ikna ederler.

·      Felaketleştirme.

En kötüyü tahmin etmeyi içerir. Kötü birşey gerçekleştiğinde kendi negatif tahminlerini doğruladığını öne sürerek bu durumdan yarar sağlarlar.

·      Kutuplaşma.

Bu tip negatif düşünceli kişiler herşeyi siyah veya beyaz olarak görürler. Bir olay ya harikadır ya da bir felaket. Bu tarz bir düşünce yapısı bir kişinin hayatının her parçasını etkiler. Etkileri hem fiziksel hem de psikolojik olabilir. Pozitif düşünce yapısını benimseyerek birçok medikal durumun önüne geçer ve hayata karşı pozitif bir bakış açısı yakalayabilirsiniz.

 

Depresyon hem fiziksel hem de zihinsel sağlık unsurlar içeren karmaşık bir rahatsızlıktır. Pozitif bir bakış açısına sahip birinin hiçbir zaman depresif hislere sahip olmayacağını söylemek düşüncesizce olur.

Fakat pozitif psikoloji depresyonun tedavisinde faydalı olabilir. Aşağıya doğru çöküşe geçmiş kişilere bu düşüşü engelleyecek araçlar önerebilir ve yaşamlarının pozitif yönlerini görmelerini sağlayabilir. Ayrıca depresyonda yaygın olan negatif düşünce yapısına son vermelerini sağlayabilir.

Bilimsel araştırmalar stres ile bağışıklık sistemi arasında direk bir bağ olduğunu ortaya koymuştur. Bir kişi stres ve negatiflik içersinde olduğunda bakteri ve virüslere karşlı daha savunmasız kalmaktadır. Bu nedenle soğuk algınlığı gibi birçok sağlık problemi ile yüzyüze kalırlar. Hayata karşı pozitif bir bakış açısı edinmek kişilerin ciddi sağlık problemleri ile mücadelesinde de destekleyici olmaktadır. Kanser ile mücadelede optimizmin ve kendine inancın iyileşmede ve tedaviye yanıt vermede faydalı olduğu kanıtlanmıştır.

Yukarıda bahsedilen sağlığa yönelik faydaların yanısıra pozitif düşünce yapısındaki kişiler daha az sayıda kalp ve damar hastalıklarına maruz kalmaktadır. Diğerlerine göre kan basınçları daha düşüktür. Sağlık üzerindeki etkileri aynı zamanda duygusal alanlara da yayılmaktadır. Optimistler fiziksel ve psikolojik olarak daha çok esenlik içersindedirler ve stres ile mücadelede daha başarılıdırlar. Unutulmamalıdır ki sadece basitçe pozitif bir düşünce yapısı edinmek kötü şeylerin olmasına engel olmayacaktır. Fakat bu bakış açısı size bu kötü olaylarla mücadelede daha etkili olabilecek araçlar sağlayacaktır. Bazen mücadele yetenekleriniz çöker ve sizin negatif tarafınızı yahut korkularınızı besleyici şekilde sizi olayları inkara sürükler. Bazı kişiler için pozitif düşünme doğal olarak gelişirken diğerleri için onları doğru yola yönlendirecek profesyonel bir destek şart olur.

REF:

http://psychcentral.com/blog/archives/2013/03/11/positive-psychology-the-benefits-of-living-positively/